MAKALELER ----------------------
BİZİM RADYO: 1959
yılında “Bizim radyo” diye bir radyo yayını vardı. Nerden yayın yaptığı
bilinmiyordu. Akşamları saat 20.30’da sabahları 08’de günlük yarım saat haber
verirdi. Bu radyo Türkiye’nin hakkında ve zamanın hükümeti rahmetli Adnan
Menderes’in hakkında dedikodular yapıp hükümete karşı tehditler savururdu. “Şu
kadar ömrünüz kaldı yakında biteceksiniz.” gibi sözler ederdi. Sonunda bizim
radyonun dedikleri olmuştu. Çok sürmedi ihtilal oldu. Adnan Menderes’i ve üç
arkadaşıyla birlikte on yedi Eylül 1961 tarihinde idam ettiler.
---------------------------------------------------
BAŞIBOŞLUK: Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki herkes
yaptığı işten bıkmış usanmış. Neme lazımcılıklar başın almış gidiyor. Medyaya
bakıyoruz liderler arasında kaset skandallarıyla çalkalanıyor. Bu devirde
herkes bir birine tuzak kuruyor. Havada
kar yok. Yağmur yok. Günde üç beş defa elektrikler kesiliyor. Herkesin evinde
elektronik cihazları var. Elektriğin gelip gitmesiyle bazı cihazlar bozuluyor.
Esnaf bilgisayarında alacak verecek işlemi yapıyor. Aniden elektrik gidiyor tüm
işlemleri alt üst oluyor. Alo’ya sarılıp elektrik işletmesinden bir yetkiliyi
arıyorsun elektriklerimiz neden kesildi sorusuna yetkiliden elektrikler ufak
bir arıza için kesildi. Şimdi gelir diyor. Ya kardeşim bilmiyorsanız hatırlatalım. İlçe belediye de bir anons cihazı var.
Elektriği kesmeden iki dakika önce vatandaşa duyuru yapılamaz mı? Herkes
tedbirin alamaz mı? Bu konuda tüm esnaf, vatandaş, rahatsız bakıyoruz bir
elektrik ustası bir inşaata elektrik verecek kimsenin haberi olmadığı gibi
böyle bir yetkisi de yok. Gidip trafodan şalteri indiriyor. Bu başıboşluklar neden
yaşanıyor? Lütfen herkes vazifesini bilsin.
----------------------------------------------------
EVGOZU PINARI: Evgozu
ilçenin kıblesine düşer. Öksüz dağı eteklerindedir. Evgozu ismini pınarın
başında bulunan ceviz ağacından almıştır. Suyu kışın ılık buğulanarak akar, yaz
gelince buz gibidir. Pınarın çok yakınında Hacı Yusufların, Mühürdar Ali ve Kel
Hafızın, evleri vardır. Dört yüz metre yukarısında fakılar oymağında deşir su
kaynağı, üç yüz metre aşağısında Çete’nin pınarı vardır. Evgozu pınarı yıllar
önce çağlayarak akardı. 1965 yıllarında üç bel kalınlığında suyu vardı. Önünde
üç tane su arkı, Arkın üçü de sularla dolar taşardı. Bu
pınardan fakılar, Mucuklar, Solaklar ve Kel Osmanlar, Hafızlar oymakları ve
Bozaliler, Hıltlar, Yelolar Göymıstıklar da faydalanırdı. Binlerce dönüm arazi
sulanırdı. Bahar aylarında herkes arazisinin başına göçer, güz ayları gelinceye
kadar Evgozu çevresinde ikamet
ederlerdi. Arazilerini sularlar içme suyu olarak kullanırlardı. 1959 yılında
Maraş’tan iki mühendis geldi. Hem suyu tahlil ettiler hem pınarın başında
bulunan ceviz ağacının yaşın ölçtüler. Suyun gayet temiz olduğu, ağacın yüz iki
yıllık olduğunu söylediler. Hasat zamanı geldiğinde ceviz çırpılır yirmi otuz
bin arası cevizi gelirdi. Ceviz ağacı 2011 yılında Mucukların mirasçıları
tarafından kesilerek odun edildi. Zamanın muhtarı Ali Onaran bu pınardan köye
içme suyu götürecekti arazi sahipleri karşı çıktı suyu vermediler. Eski
belediye başkanı Sayın Hasan
Kekil tarafından arazilerin içinden evgozuna yol yaptırıldı. Pınara varmasa da
yol otuz metre yakınından geçer. Yolun devamı değirmen gözüne kadar gider. Ramazan
aylarında köylü iftarlık suyunu bidonlarla buradan götürürler. Bu suyu ne kadar içerseniz
için mideye şişkinlik yapmaz.1997/1998 /2013 ve 2016 yıllarında Evgozu’nun suyu
tamamen kurudu. Bir parmak kalınlığında su kaldı. Oymaklar susuz kaldılar.
Arazilerini sulayamadılar. -------------------------------------------------- HAZİRAN SEÇİMLERİ: 7 Haziran 2015 tarihinde Türkiye’de bir hükümet seçimi yapıldı. Kimse
tek başına iktidara gelemedi. Milletimiz Ak Parti’ye de bir ders vermiş oldu.
Aslında öteden beri üç partinin tek hedefleri Ak Parti’yi yıkmaktı. Üçünün oyu
hükümet kurmaya yeterliydi. Üç’ü bir araya gelip de hükümeti kuramadılar. Mhp
Genel Başkanı Sayın Bahçeli oylar sayılmaya başladı, neticeler belli olmadan her
şeye hayır demeye başladı. Ak Parti’ye ve diğerlerine tüm kapıları kapattı.
Gayesi Ak Parti’yi Hdp’ ye muhtaç edip millete bakın işte Ak
Parti Pkk yanlısı partiyle bir araya geldi diyeceklerdi olmadı. Millet oynanan
oyunları çok iyi görüyordu. Ak Parti genel başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu Chp,
Mhp Genel başkanlarıyla ikişer defa görüştü. Koalisyon hükümeti kuramadılar.
Davutoğlu her üç partiden geçici hükümet için üç’er milletvekili istedi. Vermediler. Mhp den Sayın Tuğrul Türkeş
katıldı onu da partisinden ihraç ettiler. Hdp’ den iki milletvekili katılmıştı
iki gün sonra istifa edip onlar da ayrıldı. Bir
muhalif milletvekili çıkıp Ak Parti’nin milletvekillerine isyan edin çağrısı
yaptı. Sayın vekil isyan etseler senin eline ne geçecek bu memleket hepimizin
hepimiz aynı gemideyiz bu gemi su alırsa sizler de batarsınız. Ey!
Milletvekilleri Türkiye ateş çemberi içerisinde zaman ayrımcılık, bölücülük
zamanı değil hükümetiyle muhalefetiyle birlik beraberlik zamanıdır. Muhalefet
liderlerinin Sayın Cumhurbaşkanımıza ve ailesine etmediği hakaret kalmadı.
Tayyip düşmanlığı bitmedi. Fransa’da bir terör olayı yaşandı yüz otuz kişi
hayatını kaybetti. Fransa basınıyla muhalefetiyle milletiyle birlik olup el ele
verdiler. Cumhurbaşkanlarına destek oldular Ben anlamıyorum bizdekilere ne
oluyor. Neyi bölüşemiyorlar. Türkiye’de hükümet birçok yatırımların yapıldığını
söylüyor. Muhalefet yatırımların derhal durmasını istiyordu. Yahu Allah’tan
korkun be yapılan Türkiye’ye yapılıyor Ak Parti’ye yapılmıyor bu mu sizin
muhalefetliğiniz. Oynanan oyunlarda İsrail’in ve birçok dış güçlerin parmağının
olduğu söylenmektedir. İsrail’in
bir milletvekili bu hükümetin düşmesi için elimizden geleni yapacağız diyor.
Hükümeti yıkamadılar şimdi de ırak hükümeti dağdaki Pkk’ya maaş ödüyor. Güle,
güle ödeyin. Gün gelecek maşını ödediğin Pkk seni vuracak. Ey! İsrail
devletinin bazı Türk düşmanı gerekmez milletvekilleri. Türkiye sizin gibi
çapulculara yem olacak kadar küçük bir ülke değil. Siz avucunuzu yalayın. Türk
milleti uyumuyor. Eski çamlar bardak oldu. Bizde Kürt’ lük Türk’ lük olayı yok.
Bin yıldır Türk’üyle Kürt’üyle Laz’ıyla Çerkez’iyle Ermeni’siyle beraber
yaşadığımız tüm bu insanlarla yine birlik beraberlik içerisindeyiz. Kimsenin
şüphesi olmasın gün gelecek Pkk’ yıda başımızdan def edeceğiz. Bizimle
kimse uğraşmasın bizi sınamaya kalkmasın. Herkes kendi işine baksın. Sayın
Kılıçtaroğlu çıkmış hükümeti suçluyor. Rusya’yı çok seviyorsan git orada yaşa. Allah aşkına bu mu sizin
muhalefetliğiniz. Suriye’de Türkmenler öldürülüyor Sizlerden çıt yok. 2012 de
Suriye bizim uçağımızı düşürdüğünde Kılıçdaroğlu başka konuşuyordu şimdi başka
konuşuyor, ayıp yahu! Geçenlerde birkaç
Suriyeli Çağlayancerit’e gelmiş iş arıyorlardı. Türkçe bilen biriyle epey
sohbet ettim. Söylediği ilk sözü şu oldu. “Esat bizi yurdumuzdan etmeseydi de
keşke ellerimizi kesseydi.” diyordu. Malımız, mülkümüz, gitti evlerimiz yıkıldı
ailelerimiz dağıldı kimi öldü kimi kaçtı diyordu. Bana “dostum aman ha! Siz birbirinize
sahip olun bölünmeyin.” diye böyle nasihatler eyledi. ---------------------------------------------------
KARABELEN: Zamanla
adından sık, sık bahsedilen Karabelen Kızandere’nin hemen kuzey bitişiğinde.
Karabelen’in kuzeyinde ise ilk tarihlerde Çağlayancerit’in kurulduğu yer olarak
söylenen Pamuklu vardır. Zamanla Pamuklu da Heçbariler lakaplı iki kardeşin
evleri, tarlaları, bağları ve bahçeleri vardı. 1966 1967 yıllarında köylüler bu
tepede hazine aradılar. Ancak hazine yerine küpler dolusu beyaz kül ve kara
nohut’a benzer maddeler, tunçtan kadın erkek heykelleri bazı paralar
bulunmuştur.
----------------------------------------------
KIZANDERE GÖLETİ: 1996
yılında Gölet’in temeli atıldı. Her nedense bir müddet sonra çalışmalar
durduruldu. Kızandere de vatandaşın ekip biçtiği tarlası bağı bahçesi geçtiğimiz
yıllarda istimlâk edildi. 2008 yılında tekrar gölette çalışmalar başladı. 2014
yılında su tutulmaya başlandı. Ne yazık ki 2015 yılının dokuz Ağustos 2015
tarihinde ilk kurbanının aldı. Serinlemek için birkaç arkadaşıyla gölete giren
eco lakaplı Mehmet Ataş hayatının baharı yirmi yedi yaşında boğularak can verdi. Kızandere
ilçenin bir kilometre kuzeyindedir. Engizek’ten gelen Zorkun çayı Kızandere’yi
ikiye böler. Derenin iki yamacı buğday tarlaları, ceviz ağaçları, meyve ve
sebze bahçeleriyle süslenir. Buradaki tüm arazi zorkun deresinin suyu ile
sulanır. Kızandere’nin kuzey yamacında iki patika yol var. Biri Engizeğ’e
diğeri Biçmoluğa ve diğer obalara gider. Bir zamanlar bu iki yolun kavşağında
bir kazan altın bulunduğu söylendi. Kazanın alındığı kuyu açık bırakılmış ancak
daha sonra toprakla doldurulmuştur. Altının kimler tarafından bulunduğu
bilinmemektedir. Çağlayancerit ilçesinin önünde bulunan birçok arazi Keziban
Hatun camisinin önündeki tarihi büyük pınarın suyu ile sulanır. Köy
halkı bu pınarı içme suyu olarak da kullandı. Pınar kışın sıcak yazın soğuk
akar. 2007/2008 yıllarında küresel ısınmadan payına düşeni yeterince almıştı.
Pınar tamamen kurumuştu. Çağlayancerit belediyesi 2009 yılında suları
çoğaltamaz mıyız ümidi ile pınarda çalışmalar başlattı, çalışmalar aylarca
devam etti. Sular yeniden çoğaldı. Kızandere göletinin suyu İlçenin birçok
arazisi Akdere ve Yalangoz arazileri bu göletten faydalanacak. Boş arazilerle
dolu olan yalağa bölgesi bayırın arası denilen yerlerdeki araziler Kızandere
göleti tamamlandığında bu araziler suya kavuşacak.
--------------------------------------------------- KÖYÜN KAYASI Çağlayancerit
ilçesinin kuzeyinde bulunan kayalığın adı Köyün Kayası’dır. Bu kayalık ilçe ile
bitişiktir. Kayalıkların uç noktalarına yapılmış ahşap evler mevcuttur.
Evlerden aşağı bakmaya korkulur. İki geçeli kayalığın ortasına boğaz denilir.
Şimdi susuz ve kuru görünen boğaz zamanında ceviz ağaçlarıyla, meyve
bahçeleriyle sebzeleriyle ünlüydü. Bahara doğru Zorkun ve kavak yaylasından
gelen yağmur ve kar suları ile dolar taşardı. Yaz aylarında kolay, kolay geçit vermezdi.
Yağmurların bol olduğu yıl boğaz’dan çok büyük seller gelirdi. Boğaz dediğimiz
yer bir deredir burası Engizek mahallesinin yaya yolu idi. İlçe girişinde Hacı
Demiröz’e ait masere vardı. Zamanında köyün tüm üzümleri burada pekmez haline
gelirdi. Maserenin çevresinde ceviz ağaçları sıralıydı. Masere
nin yüz metre yukarısında Ali Karagöz’e ait sebze, meyve, bahçesi ceviz ve
kavak ağaçları vardı. Yine bu bahçenin yüz metre yukarısında Hacı Demiröze’e
ait sebze, meyve bahçesi çevresinde sıralı ceviz ağaçları vardı. Bahçenin yüz
metre yukarısında çok büyük üç tane ceviz ağacı vardı. Bu derenin kenarlarından
çıkan şırıl, şırıl akan pınarlar vardı. Eski yıllarda bu derenin suyu yaz kış
kesilmeden akardı. Cevizlerin elli metre yukarısında yüksek kayalıktan çağlayan
su ve birkaç büyük göl vardı. Yaz aylarında köyün gençleri serinlemek için bu
göllere girerek serinlerlerdi. Göller balık doluydu. Çağlayandan iki yüz metre
yukarıda Karahasan Ahmet Derebent’e ait sebze, meyve bahçesi ve ceviz ağaçları
vardı. Bahçenin yüz elli metre yukarısında boğazın girişinde Çömez
lakaplı köylünün sebze bahçesi bu bahçede büyük kavaklar ceviz ağaçları meyve
ağaçları ve çınar ağaçları vardı. Şimdi bahçenin bulunduğu yere Kızandere göletinin set
duvarları örüldü. Göletin bulunduğu bölge arazisi tarla, bağ, bahçe, ceviz,
ağaçlarıyla doluydu. Bu araziler devlet tarafından istimlâk edilerek gölet
alanına dâhil edildi. Tekrar boğaz’a dönersek o günlerde boğaz da bulunan
bahçeler, cevizler kesilip yok edildi. İlçeyi selden korumak için bu dereye 200
metre arayla yüksek duvarlar yapılarak dere ıslah edildi. Gelen yağmur suları buralarda
eğleşerek büyük selin gelmesi önlenmiş oldu. Ancak yapılan set duvarlarının
arkası yağmur sularıyla gelen kumlarla kısa zamanda doldu. Eskisi gibi şimdi
sel de gelmiyor. Otuz yıldır ilçenin ortasından geçen Zorkun deresi ilçenin
çöplüğü idi. Siyasiler miting sırasında derenin kapatılması için vaatlerde
bulunurlardı. Maalesef seçim bittiği gün Zorkun deresi’nin adı bile telaffuz
edilmezdi Bu günece belediye başkanlarının el atmadığı Zorkun Deresi 2013
yılında Devlet su işleri tarafından derenin ıslahı için iki yakaya yüksek
duvarlar örülerek duvar üzerine korkuluk demirleri yapıldı. Bu güne kadar ilçenin tüm lağım
suları, atık suları Zorkun deresi’ne akardı. Bu pislik pınarın boşa akan
sularına karışıp giderdi. Gittiği gibi ilçenin önünde bulunan araziler sebze
bahçeleri meyve bahçeleri sulanırdı. Vatandaşımız bu pisli suyun altında
yetiştirdiği sebze, meyveleri yiyordu. Devlet su işleri şimdi bu lağım sularını
derenin dışında bırakarak özel borular ile atık suların Aksu köprüsüne kadar
götürülmüştür. Bu çalışmalar sona erdiğinde ilçenin hiçbir yerinde lağım suları
olmayacağı gibi karasinekler de olmayacak. ---------------------------------------------------
ORTAOKUL VE LİSE Çağlayancerit
1986 yılında kasaba, 1987 yılında ilçe oldu. 1986’dan bu yana ilçede iki
dönem Anavatan Partisi’nden Sayın Hasan Kekil, doğru yol partisi’nden iki dönem
Sayın A.Nazım Engizek belediye başkanlığı yaptılar. 2004 yılında belediye
başkanlığını Ak Parti’den Sayın K.Mehmet Yıldızlı kazandı. Sayın Kekil’in
Çağlayancerit’e ilk hizmeti Arılık tepesine Ali
Doğan parkı yaptıracağız deyip senelerce tepeyi dozerlerle, kepçelerle eştirdi.
İkinci dönem Sayın A.Nazım Engizek kazıya kaldığı yerden devam etti. 2004
yılında Belediye başkanlığını kazanan Sayın Yıldızlı görevi kaldığı yerden
devam ettirdi. Yıllarca Arılığı kazdılar. Hazineye ulaşamadılarsa da Arılığa
2015 yılında Ak Parti döneminde dört katlı İmam hatip ve üç katlı Ortaokul
yaptırıldı. Arılık tepesine. Tonlarca mazot harcadılarsa da o mazotlar boşa
gitmemiş oldu.
--------------------------------------------------- ON
BEŞ TEMMUZ 2013 Yılında gezi olayları başlatan
fetocular Ankara İstanbul sokaklarını savaş alanına çevirerek esnafımızın iş
yerlerini yağmaladılar dükkânlarını yaktılar yıktılar devleti büyük zarara
uğrattılar. Geziden sonuç alamayınca 2014 Yılında 17-25 Aralık yolsuzluk
olaylarını başlatıp hükümeti yıkmak istediler. Fetocu teröristler bundan da bir
netice alamayınca bu defa 2016 Yılının on beş Temmuz gecesi
Devlete ve Türk Milletine karşı kalkışma başlattılar. Kısa adıyla Feto terör
örgütü diğer adıyla Fethullah Gülen terör örgütü ordumuzun içine sızarak kendi
kafalarınca on beş Temmuz gecesi Türkiye’de Tanklarla ef on altılarla
helikopterlerle Millet Meclisini bombaladılar. Ankara emniyet amirliğini
bombaladılar burada altmışa yakın polisimizi şehit ettiler. Halk’ın üzerlerine
bombalar yağdırdılar. Gerçek mermilerle ateş açtılar.
Vatandaş ellerinde taşlarla sopalarla canları pahasına tank ve tüfeklere karşı
koydular. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sokağa çıkın çağrısı
üzerine cadde ve sokaklar bir anda insan seli oldu. Kalkışmaya karşı İller,
ilçeler, köyler, kasabalar, ayaklandı. O gece Halk’ımız Kürt’üyle Türk’üyle
laz’ıyla Çerkez’iyle Arabıyla tek vücut oldu. Sabaha kadar çatışmalar devam etti.
Halk tankların önüne yattılar. Birçok fetocu askeri tanklarıyla silahlarıyla
birlikte teslim aldılar. Havada uçuşan ef on altılara yerden taşlarla sopalarla
saldırdılar. Evlerinin pencerelerinden uçaklara kazan, tencere, tava,
fırlattılar. Türkiye o gece (248) şehit verdi. (2196) kişi kimi ağır kimi hafif
yaralı gazilerimiz oldu. Yiğit dedelerimiz, ninelerimiz,
analarımız, bacılarımız, toplu halde meydanlara çıktılar. Genelde kalkışma
ağırlıklı olarak Ankara ve İstanbul’da oldu. Nice kadınımızı kızımızı
yaşlılarımızı gençlerimizi tankların altında ezildiler. O gece Çağlayancerit
Halkı’ da ayaktaydı. Tüm Türkiye ayaktaydı. Yirmi gün boyunca gece gündüz
nöbetler tutuldu uyku uyumadık.
--------------------------------------------
OYUNLARI BOZULDU Sayın
Cumhurbaşkanı hükümet kurulamayınca bir Kasım’da yapılmak üzere seçim kararı
aldı önce erken seçim diyenler hayır şimdi erken seçim yapılamaz diye
haykırdılar. Sizi hangi beşiğe belemek lazım, Baktılar olmadı bazı
milletvekilleri bu defa da iddiaya girmeye başladılar. Efendim Ak Parti’nin
oyları %36 da kalır kırkı bile bulamaz dediler. Bir milletvekili Ak Parti yüzde
kırk’ı geçerse istifamı verir gider tavuk çiftliği kurar tavuk yayarım dedi.
Başka bir akademisyen Ak Parti %39’u bulursa akademisyenlikten istifa ederim
dedi. Soruyorum şimdi bu iddianın sahipleri neredeler. Ak
Parti %49.50 oy alınca herkes şok oldu. Mhp 40 milletvekilini Hdp 21
milletvekilini kaybetti. Chp ise iki milletvekili fazla aldım diye sevindi. Bir
müddet kendilerine gelemediler. Sağduyulu milletimiz durun bir birinize
düşmeyin karar sahibi biziz her şey bizden sorulur dedi. Siz bu kadar Ak
Parti’nin üzerine gidiyorsunuz deyip %49.50 oy ile Ak Parti’yi iktidara taşıdı.
Ortaya güçlü bir hükümet çıktı. İçteki dıştaki iş birlikçilere güzel bir ders
verildi.
-------------------------------------------------
SAHİPSİZ İLÇE: Zamanında
Çağlayancerit Türkiye’nin ve Kahramanmaraş’ın en büyük köylerinden birisiydi. Köyün
kuruluş tarihini bilen yok. Bunu araştırmak kimsenin aklının ucundan bile
geçmiyor. Çağlayancerit’in temelden sahibi yok. Bu güne kadar muhtarlık,
azalık, yapmış insanlardan hiçte bir fayda görmemiştir. Ancak köyünden emeğini
esirgememiş merhum muhtar Ali Onaran vardı. Bu muhtar Cerit’in kalkınması için
çabalar harcamıştır. 1958 yılında köyün yolu yok iken imece usulü kazma kürekle
yirmi kilometrelik yol yaptırmıştır. Köye ilk içme suyunu getirmiştir. Bu muhtardan sonra gelen muhtarlar köye
hizmet getirmemişlerdir. Gelen
muhtarlar köylüyü bir koyun misali uyuttular. Ancak şu konuyu anlatmadan
geçmeyeceğim. 1982 yılında köyümüze Malatyalı Cemal Çiçek isimli değerli bir
öğretmen gelmişti. Köyün sahipsizliğini görünce konuştuğu bazı köylü dostlarına
burası nasıl bir köy muhtarınızda bir çaba ve azim yok, der. O tarihlerde köyün
telefonu yoktu. Konuştuğu bazı köylü dostlarına gelin köyünüze telefon
getirelim. Yazık bu köylüye diyerek birçok vatandaşı bilgilendirdi. Gönüllü
birkaç kişi bu yola koyulduk. İki gün içerisinde altmış kişiyi telefon
aboneliğine yazıldı. Yalnız
bu işten o günkü köy muhtarının haberi yoktu. Telefon dilekçesini bizzat
muhtara kendim götürdüğümde haberi oldu. Dilekçeyi imzalamak istemedi. İmam
Hasan Tükel ve Ali Haklı’nın ısrarları üzerine dilekçeyi imzalattım. Bana
dediği şu oldu telefon alıp ta ne yapacaksınız? Uluslar arası milletler arası
sohbet mi edeceksiniz? Dedi. Cemal öğretmene çok kızıyordu. Bizzat benimle
öğretmene haber yolladı. Köyün işlerine karışmasın öğretmenliğini yapsın dedi.
Ama Cemal öğretmen yılmadı, azmine çabasına devam etti. Arazilerinizin doğru
düzgün su arkı yok. Dilekçe verin devlet baba bu arklarınızı beton yapsın
sularınız heder olmasın diyordu. Daha fazla halkın gözünün açılmasını istemeyen
muhtar kızıyordu fazla aramız açılmasın diye Cemal Çiçek 1983 yılında Aralık ayı
ortasında dilekçe vererek kendi tayinin isteyerek Cerit’ten gitti. Köy
halkı bu öğretmenin bu hizmetini şu gün bile unutmuyor, herkes ona dua ediyor.
Sayın Hasan Kekil döneminde kasaba iken ilçe oldu yolu tek şerit de olsa asfalt
oldu. Sayın A.Nazım Engizek’in döneminde ilçeye birçok okullar köprüler
yapıldı. Ana caddeye parke taşı döşetti. Sayın K.Mehmet Yıldızlı 10 yıl
belediye başkanlığı döneminde iktidar kendisinden olduğu halde ilçeye gözle
görülür bir hizmeti olmadı. Bir
belediye sosyal tesisleri yaptırdı. Baştan söylediğim gibi Çağlayancerit hala
sahipsiz, hala sahipsiz. 31 Mart 2014 belediye seçimlerinde veteriner hekim
olan Sayın Üzeyir Kızılseki belediye başkanı seçildi şimdilerde halk ümidini bu
başkana bağlamış vaziyette. Kahramanmaraş büyük şehir sayesinde ilçemize
hizmetler bekliyoruz.
--------------------------------------------------
Z0RKUN DERESİ: Zorkun
Deresi ilçeyi iki mahalleye ayırır. Yıllardır ilçenin lağım suları bu dereye
akar. İlçe halkı çöplerini bu dereye dökerler. Yıllardır ilçenin çöplüğü haline
gelen dere kışın yağmur ve kar sularından geçit vermez. Zamanında yaz kış
akarken şimdi sular yaz ortasında kurur. Büyük Pınar’ın suyu buraya akar. Yaz
günleri kokudan yakınından geçilmez. Dere
kenarında oturan aileler yazın sıcağında kokudan kapıyı pencereyi açamazlar.
Derenin iki yakası da evlerle sıralıdır. Bu evlerin çoğu belediye tarafından
2012 yılında istimlâk edildi ve bu evler yıkıldı. Başkanlık yapmış Hasan Kekil
A.Nazım Engizek K.Mehmet Yıldızlı yaparlar ümidiyle çok bekledik maalesef
akıllarının ucundan bile geçmemiştir. 2013 yılında Devlet Su İşleri Müdürlüğü
derenin ıslahına başladı. Derenin iki yakasına üç ila dört metre yükseklikte
duvarlar ördü. İlçe halkı pislikten kurtuldu. Devlet su işleri müdürlüğü gelmiş
geçmiş başkanların yapamadıklarını kısa zamanda yapmıştır. Böylece çevredeki
evler de rahata kavuştu. Lağım suları ve yağmur suları derenin dışında kaldı.
Dereye bir damla da olsa bundan böyle ne lağım suyu ne yağmur suyu akmayacak.
Kommentare (0) >>
Kommentar schreiben
Sie müssen angemeldet sein, um einen Kommentar abzugeben. Bitte registrieren, wenn Sie noch kein Konto haben.