KARAFATMA YURDU ÇAĞLAYAN
CERİDİ Osmanlı
kaynakları Maraş sınırları içerisindeki Cerid oymaklarını Kuşçu Ceridi ve
Çağlayan Ceridi diye ikiye ayırır. Kuşçu Ceridi Pazarcık havalisine yerleşirken
Çağlayan Ceridi’n ise toplu bir şekilde bugün hala bir ilçe merkezi, iki belde
ve sekiz köyden oluşan idari bir bölünme içerisinde varlıklarını
sürdürdüklerini bilmekteyiz. Elbistan - Pazarcık arasındaki sarp sıradağlarda
yaşamlarını sürdüren Çağlayan Ceridi bu bölgeyi yüzyıllarca yaylak olarak kullanmıştır.
Burası Faruk Sümer’in tespitiyle Anadolu’dan Suriye ve Irak’a giden en işlek
yolun en bilinmeyen kısmıdır. Fırka-i İslâhiye’nin kararlılığı karşısında iskâna
mecbur olan Çağlayan Cerid’i Aksu’nun gözü olarak bilinen yaylak yerini
kendisine iskân yeri olarak belirlemiştir. Anadolu-Suriye, Irak ticaret yoluna hâkim
olan bu bölgede geçmiş yüzyıllarda Romalılar ve Ermeni’lerde yaşamıştır. Bugün
Küçükcerit köyünün bulunduğu Aksu’nun gözünde iskân olunan Çağlayan Cerid’in
Deli Ahmetli oymağı bugünkü Çağlayan Cerid ilçe merkezine gelerek büyük bir
kaynak suyunun başına evini kuruyor. Deli Ahmetli oymağının inşa etmiş olduğu
ev halen aynı soydan gelen Topuzlar tarafından kullanılmaktadır. Bu su
kaynağının başına bilahare Cerid’in Kızıllı ve Tabanlı oymakları da gelip
yerleşiyor. Buraya inşa edilen ve Keziban Hatun adlı bir Cerid hatunu
tarafından yaptırılan Ulu Cami Cuma namazı kılınabilen, fermanı olan bir
camidir. Kahramanmaraş
Müftülük kaynaklarına göre o dönemde şehir dışında Cuma namazı kılınabilmesi
için fermanı olan üç camiden biri Keziban Hatun Camiidir. Çağlayan Cerid’de bugün
Deli Ahmetli, Kızıllı ve Dabanlı adlı Cerid oymaklarının yanısıra buraya
sonradan gelip yerleşen ve “Aralık Evi” diye adlandırılan bir başka gurup daha
vardır ki bunlar Cerid boyundan değildir. Çoğunluğu meslek sahibi olan Aralık
evi mensupları değişik zamanlarda mesleklerini icra etmek için geldikleri
Çağlayan Cerid’de kalmış, oradan evlenip ev bark edinmiş kişilerdir.
Yerleştikleri bölgelerde farklı isimlerle anılan Cerid Türkmenlerinden Çağlayan
Cerid’in Deli Ahmetli, Kızıllı ve Dabanlı oymakları da zamanla kendi içerisinde
farklı obalara ayrılmıştır. Bugün Çağlayan Cerid’inde Deli Ahmetli, Kızıllı ve
Tabanlu yerine kullanılan Ve onlardan
çoğalan aile isimleri Havalar, Gara Bekirler, Abacılar, Pürçükler,
Acaroğlanlar, Karaömerler, Küpeliler, Kelaliler, Honular, Çobanlar, Gözeler, Kırhacılar,
Katırancılar, Babuççular, Güssümler, Cırıklar, Mucuklar, Çakallar, Bozaliler,
İbikler, Hıtlar, Teslimeler, Velalar, Fakılar, Goca İbişler, Nalbantlar,
Hıltolar, Garipler, Misirler, Böklüler, Cohlomarlar vs. Serdar Yakar ----------------------------------------------------------- Ç.CERİT’İN KASABA VE İLÇE
OLUŞU Çağlayancerit
1986 yılında kadar köy olarak kalmış, bu tarihte belediye teşkilatı kurulmuş ve
1987 yılında ilçe statüsüne kavuşmuştur. İlçe statüsüne kavuşmada dönemin
iktidar partisi ANAP’ın ve ilk dönem belediye Başkanı Hasan Kekil’in gayretleri
vardır. Okuma yazma oranının çok düşük olduğu Çağlayan Cerid’de yeni kuşak
okuyarak gelmektedir. İlçenin kuruluşunda lise mezunu bulamayan Ceridli bugün
kendi içerisinde doktor, veteriner, hukukçu, ilahiyatçı, siyaset bilim uzmanı
ve tarihçi çıkartabilmektedir. 2003 yılı Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü
mezunu Ahmet Sakallı’nın “Cerid Aşireti ve Çağlayan Cerid İlçesi” adlı okul
bitirme tezi Çağlayan Cerid ilçesi ile ilgili son bilgileri bize vermektedir.
En son yapılan (22 Ekim 2000) nüfus sayımına göre ilçede 15.154 erkek, 14.426
kadın olmak üzere toplam 29.580 kişi yaşamaktadır. Bu nüfusun 12.642’si ilçe
merkezinde, 16.938’i ise bağlı belde ve köylerde yaşamaktadır. Sakallı,
Çağlayan Cerid ile ilgili tezinde Çağlayancerit ilçesinin sosyal yapısını şu
cümlelerle anlatmaktadır: Çağlayan
Cerid’de halk haneleri genelde kalabalık bir nüfus yapısına sahiptir. Bu durum
nedeniyle ve geçim kaynaklarının yetersizliği sonucu mevsimlik göç yaygındır.
İlçe genelinde sağlam ve sevgiye, saygıya dayalı bir aile yapısı göze çarpar.
Aile fertleri birbirinden kopuk olmayıp yardımlaşma içindedirler. Ailede genel
anlamda işleri planlayıp, iş düzeni sağlayan ailenin en büyüğüdür. Bu genelde
büyükbabadır. Geçim sıkıntısının had safhada olduğu Çağlayan Cerit’te halkın
büyük kısmı Mayıs-Aralık ayları arasında Adana, Diyarbakır, Gaziantep ve
Kahramanmaraş’ta tarım işçisi olarak çalışmaktadır. Kıbrıs ve yurtdışına işçi
olarak çalışmaya gidenlerin sayısı artmaktadır. Yurtdışında çalışan işçilerin
bölgeye epeyce katkıları olmaktadır. Çukurova Ceritli için bir ekmek kapısıdır.
Bunu böyle bilen Âşık Ali Çukurova için yazdığı şiir’i ---------------------Serdar Yakar BOL OLSUN Bir methiye yazsam
Çukurova’ya, Çukurova mahsullerin
bol olsun. Gece gündüz
yalvarırım Mevla’ya, Çukurova mahsullerin
bol olsun. Gâvur dağlarını aşar
gideriz, Türküler söyleyip
coşar gideriz, Pamuğun çapalar tımar
ederiz, Çukurova mahsullerin
bol olsun. Tarlaların motorlarla
sürülür, Yurdun dört yanından
işçiler gelir, Çir düşmesin
pamukların dökülür, Çukurova mahsullerin
bol olsun. Saygın olur ağaların
beylerin, Büyük sanayiler ve iş
yerlerin, Misafir perverdir
bütün köylerin, Çukurova mahsullerin
bol olsun. Mersin il’i
Toroslar’a bitişir, Yaylasında keklikleri
ötüşür, Pamukların hası sende
yetişir, Çukurova mahsullerin
bol olsun. Pırıl, pırıl
aydınlıktır her yanı, Yıllar yılı
incitmedin bir canı, Doyurursun yüz,
bin’lerce insanı, Çukurova mahsullerin
bol olsun. Âşık Ali’m uzak değil
yakın ha! Nazar etmesinler
boncuk takın ha! Pamuğuna kurt
düşmesin sakın ha! Çukurova mahsullerin
bol olsun. 22 Eylül 1971
Kommentare (0) >>
Kommentar schreiben
Sie müssen angemeldet sein, um einen Kommentar abzugeben. Bitte registrieren, wenn Sie noch kein Konto haben.