ÖKSÜZ DAĞI Öksüz dağı Çağlayancerit ilçesinin
kıblesinde yer alır. Dağın girişi bozlar köyünden başlar kazıklı da biter. Uzunluğu
25 kilometre, eni 1 kilometredir. İlçeye giden yol bozlar’dan başlayarak dağın
kuzey eteğinden devam ederek Aksu Arap’ın bahçesi denilen bölgeye kadar devam
eder. Bu yolun uzunluğu ilçeye 18 kilometredir. Kar çok yağdığı yıllarda yola çığ
düştüğünde yol haftalarca kapalı kalırdı. Zamanla yağan yağmur neticesi dağdan
inen sel sularının getirdiği moloz ve taş çamur yığınları nedeniyle yol
günlerce ulaşıma kapanırdı. Dağın güney yamacında ve eteklerinde Oruçpınarı, miliyanlı,
Zeynep uşağı, Boylu, köyleri vardır. Kuzeyinde ilçenin bahçe evleri ve bağ
baçeler mevcuttur. Yılın ilk kar’ı engizek ve öksüz dağına yağar kış ortalarında
öksüz dağına yağan kar kalınlığı 5 metreyi bulur. Dağın tepesi çıplak, orman yok. Su kaynağı
hiç yok. Ancak dağın eteklerinin her iki tarafı güney kuzey olmakla beraber gözlü
pınarlar vardır. Baharın gelişiyle birlikte öksüz dağında hayal bile
edemediğimiz ot çeşitleri yünlü çay aydın çayı dediğimiz ada çayları ve beyaz
çiğdem dolu olur. Dağın her iki tarafı kamalak yani sedir, ağacı Meşe ve Ardıç,
ağaçlarıyla doludur. Köylü vatandaşlar bu ormanları bölüm, bölüm sahiplenerek 1983
yılına kadar korumuşlardır. Sahipsiz olan bölgelerin ağaçları köylüler
tarafından kesilerek odun edilmiştir. 1982 1990 yılları arasında devlet öksüz
dağını yeniden ağaçlandırmak için kolları sıvadı. İlk yıllarda çam ve meşe ağaçları
dikildi fakat ilerlemedi. Tekrar kamalak ardıç ve badem fidanı dikilerek dağın
yamacı tekrar yeşermeye başladı. Bu dağda orman işçiliği yapan birçok insanlar
emekli oldular. Şimdilerde öyle kamalak ağaçları yetiştirildi ki içerisine
gitmeye korkulur hale geldi. Meydana gelen ağaçları korumak için etraf tel
örgüyle çevrildi. Eskisi gibi ormana koyun keçi sığır sürüleri giremez. Ayrıca
ormanın üç beş tane koru bekçisi vardır. Öksüz dağının yamaçlarına bu ağaçlar
dikilmese kuzgeçe denilen yerlerde toprak ve ağaç kalmaz hepsi ulu dereye
akardı. Devlet baba sayesinde topraklarımız erozyona uğramaktan kurtuldu. Dağın
eteklerinin bir bölümüne kısığın içi bir bölümüne kuz geçe bir bölümüne hatın
holuğu denilir. Bu bölgelerin her yanı bağ bahçe meyve ağaçları ve ceviz
ağaçlarıyla doludur.
Zamanında yağan yağmurlarla birlikte öksüz dağından gelen sel birçok
tarlayı bağı bahçeyi kocaman ceviz ağaçlarını kökünden söküp götürmüştür. 1967
yılında öksüz dağının en geniş su yatağı ayeek denilen çat’tan gelen sel ulu
derenin önünü kapatarak derenin bir saat akmadığı baraj haline geldiğine şahit
oldum. O yıllarda çok toprak heder oldu dağın kuzeye bakan yamacı kamalak ağacı
ve ardıç ağaçlarıyla süslü. Akdere mahallesinin yamaçları ardıç ve meşe
ağacıdır. Gücük obasının bulunduğu yerler su çıkan’a doğru meşe ardıç
ağaçlarıyla doludur. Su çıkan ile bozlar köyü arasında pek meşe ormanı
bulunmamakta. Çalı tipi ormanlıklardır. Dağın tepesinden bir araba gidecek kadar
yol vardır belediye başkanı sayın Hasan Kekil zamanında Oruçpınarı köyünden başlayıp
gücük obasını takip ederek traktör ve taksi gidecek kadar ilçeye yeni bir yol
yapıldı. Dağın ilçeye bakan yüzü kuzeyden orman bölge müdürlüğü her hangi bir
yangına karşı korunması ve bakımı için yol yaptı. Yolun girişi kazıklıdan
başlar gücük obasında son bulur. Kazıklı yönünden ilçenin Kahramanmaraş’a
giden 60 kilometre’lik bir yolu mevcut
olup bu yol son yıllarda asfalt yapıldı. Yol yaz aylarında çalışsa da kışın bu
yol pek kullanılmaz. Yıllar önce öksüz dağı yamaçlarında vatandaşların
sahiplendiği kendilerine ait ormanların içine köm damı dediğimiz evler yaparak
kışın davarlarını buralarda barındırırlardı. Su çıkanda balalılar ve Gavızların ve
Hasan ahmet’e ait köm damları vardı. Akdere karşısında kara Veli’lerin köm
damları ayrıca ilçenin yamacında Teslimeler ve Yusuf Ataş’a ait köm damları. Yusuf
Ataş yaz kış köm damında yaşardı damın etrafı bağ tarla ve badem ağaçlarıyla
doluydu. Yavşan bölgesinde Ahmet Ağalara ve gül Ali’ye ait köm damları vardı
köm damının anlamı davar barınağı yani sürü sahibi olan aileler bu evlerde
ikamet ederlerdi. Köm damlarının bir tarafında davar koyun
yatar diğer tarafında aile yatardı. Vatandaşlar kışın kamalak dalını kesip davara
yedirirlerdi. Meşe ağaçlarını yazdan keserek ağaçların aralarına yığar kışın davarlarına
yedirirlerdi. Bu evlere yakın su kaynağı olmadığı için kışın
ateş üzerinde kar eritilerek su elde edilir. Hem aile’nin su ihtiyacı
karşılanır hem davarlarını sularlardı. Şimdiyse bu köm damlarından eser
kalmamıştır. Son zamanlarda öksüz dağına 2016 yılından
itibaren başlanacağı söylenen elektrik üretmek için rüzgâr ile çalışan kanatlı
sistemlerin yapılması için çalışmalar devam etmektedir.
Kommentare (0) >>
Kommentar schreiben
Sie müssen angemeldet sein, um einen Kommentar abzugeben. Bitte registrieren, wenn Sie noch kein Konto haben.