KOCALI OLUK: Çağlayancerit İlçemizin kuzeyinde Alikocalar ile
Devrent arasında ilçeye 7 km uzaklıkta bulunmaktadır. Kocalı Oluk
diğer sulardan farklı tadı olan bir sudur. Şifalı olup olmadığı kesin olarak
bilinmemektedir. Bu su hakkında birçok söylentiler var. Bazı kişilerce bu
suyun tahlilinin yapıldığı ve suyun şifalı olduğu Söyleniyor. Hangi derde
şifadır bilinmiyor. Burada parmak
kalınlığında su var. Resimdede göründüğü gibi bir boru ile ağaçtan oyma
büyük bir Oluk’a akmaktadır. Söylentilere göre bu oluk’a yakın evlerde
oturanların Bazılarının arada bir Oluk başında aksakallı yaşlı bir koca
gördüklerini, ikinci bir söylentiye göre Oluk’a daha yakın evi olan bir kadın
burada çamaşır yıkarken yanına yaşlı bir aksakallı gelir.Bir daha burada çamaşır yıkamamasını söyleyip
kaybolduğu anlatılır. Böylece Kocalı Oluk ismini alır. Biçmeoluk’ta ikamet eden
Vırıt Ali isimli kişi 1954 Yılında vefat eder. Ölenin yasına gitmek Cerit
Halk’ının bir geleneğidir. Annemde dâhil bir kaç kadın bir araya gelerek
yaylaya (Vırıt Ali’nin yasına) giderler.Yastan döndüklerin de Kocalı Oluk’a
uğrarlar. Kadınlar su
içmek için sıraya girer. Sudan bir yudum alan sessizce geri çekilir. Su içme
sırası diğer bir kadına geldiğinde kadın bir yudum su alır ağzından geri döker.
‘’Böylede su mu olurmuş? Bizim sularımız daha güzel.’’ Bu suyun içine nedeyim
diyerek küfreder. Kadın Oluk’u atlayamaz oracıkta kıvrıla kalır. O anda ağzı da
eğrilir. Arkadaşları korku içinde şaşırır. ‘’Ne oldu?’’ diyerek başına toplanırlar.
Kadın daha konuşamaz. Arkadaşları kendi aralarında nöbetleşerek kadını 7 km uzaktaki evine kadar
sırayla sırtlarında taşırlar. Kadın eve getirilir. Ama ne yazık ki konuşamaz,
felç olur. Günümüzde bile bu olayı bilenler Kocalı Oluk’a giderken birbirlerini
tembih ederler. ‘’Sakın ola su hakkında tek kötü kelime etmeyin.’’ derler. Bu olay gerçek
yaşanmış bir olay. Rahmetli annem bizzat anlatırdı. O kadın bizim en yakın
komşumuzdu. Ayrıca bu suyun başında çok büyük ulu bir kamalak yani (sedir)
ağacının olduğu bu ağaca zaman, zaman çaput bağlayarak dilekte bulunulduğu
Biliniyor. Ağaç öylesine büyükmüş ki boyunun 30–40 metre olduğu, çapının
gayet geniş 100 metre
kare olduğu söylenir. Gölgesinde yüzlerce davarın yattığı söylenir. Zaman gelir
altı yedi kişi bir araya gelir kesip odun edelim derler ve bir gün gelip
kesmeye başlarlar. Ağacın yarıdan fazlası kesilir. Bir anda ağaçtan
kan kırmızı bir sıvı fışkırmaya başlar. Babam bu kişilerin içinde olduğunu
söylerdi. Bunu gören kişiler korkarlar. Baltasını alan sessizce oradan ayrılır. Anlatılanlara
göre ağacın kökünden bir hafta boyunca kırmızı sumudur kanmıdır belli değil
akmaya devam eder. Birkaç gün sonra ağacı kesen kişilerin birinin hastalanıp
öldüğü söylenir. Halk tarafından ziyaret kabul edilen Kocalı Oluk ve suyu
özelliğini hala korumaktadır. İki metre arayla biri acı ve biri tatlı su olan
Kocalı Oluk etrafı Kamalak ve Ardıç ağaçları ile çevrilidir. Bu acı ve tatlı su
birleşerek önünde yapılan bir göle akmakta, oradaki insanlar bu su ile
Bahçelerini ve hayvanlarını sulamaktadırlar.Kocalı Oluk suyunun aktığı zemini
ve taşları bakır rengine boyamaktadır. Zaman, zaman da suyun kırmızı
renkte aktığı söylenmektedir. Bir yudum aldığınızda ağzınızda metal ya da
bakır tadı bırakmaktadır.En azından bu
suyun tahlil ettirilerek gerçekten sağlık için faydasının olup olmadığı
kesinlik kazanır. Ve ben bunun ilçe için turizm açısından çok iyi olacağını
düşünüyorum.Âşık Ali Ataş
Kommentare (0) >>
Kommentar schreiben
Sie müssen angemeldet sein, um einen Kommentar abzugeben. Bitte registrieren, wenn Sie noch kein Konto haben.